HOŞÇA KAL DİYORUM
Sessiz gemilerin son ıslığı, masum kalbimin böylesine son kanışı. Gördüğüm en büyük yalan. Her şeyin yok olduğu, her şeyin yoktan var olduğu. Bir son mu? Bir başlangıç mı? Ya da her şey bir rüyadan mı ibaret? Ne kadar gerçektir rüyalar? Böylesine acılar sığabilir mi düş âlemlerine? Daha fazlalarına bile yer var mıdır yoksa? Kim olduğumu düşünüyorum çokça. Öylesine bana ait olmayan giysiler giymişim ki. Her birini ayrı ayrı yadırgıyorum şimdi. Ben olamazmışım gibi geliyorlar. Hiçbir duygu insana aklını yarı yolda bıraktırmamalı.
Hiçbir duygu ihanet ettirmemeli inandığı her şeye. Hele ki böylesine kutsal olduğuna inandığımız duygular. Ya bugünler için de dönüp baktığım zaman bir yabancıyı görürsem diye düşünüyorum. Bundan korkuyorum. Fakat geçmişimdeki o yabancılar getirmedi mi beni bugünlere? Bir bir geçmeliydi belki de tanımadığım benler benim içimden. Uzaklaşmadan yakına varamıyor insan. Ne kadar uzağa gidersen o kadar varıyorsun yakına. İnsan bilemiyor neresi yakın neresi uzak. Her yanlış bir can kırıntısı olarak düşüyor avuçlarımıza. Diken olup batıveriyor yüreğimize, yakın sanıp koştuğumuz uzaklıklar. Elbette her şey gibi yürek sızılarımız da geçiyor zamanla. Zamana inat kalanlar dışında. Yerli yersiz bir iç çekiş, parça parça hatırlayış, yoklayış… Garip bir şeyler kalıyor geriye… Bölük pörçük, boş, yorgun… Hoşça kal diyorum canımdan koparıp attıklarıma, her bir parçama benden giden. Benim sandığım ama hiçbir zaman benim olmayanlara. Öyle ya belki de bu yüzden kabullenişim kolaydı. Benim değillerdi ve hiçbir zaman da benim olmamışlardı…
Nergis çok güzel yazmışsın emeğine sağlık böyle guzel şeylerle başarılarının devamını diliyorum.👏👏senden gelicek yazıları dört gözle bekliyorum 😊😊💪💪😘😘