SIR
Hayata yaşamak için geliriz. Yaşarken eğleniriz, eğlendiririz.
Peki ya hiç yaşamadan yaşayanları neden hiç düşünmeyiz?
Çünkü benciliz, sadece yaşamayı seçeriz.
Tercihlerimizi kendimiz mutlu olmak için mi yoksa başkalarını memnun etmek için mi
yaparız. Yaptıktan sonra kendimize soru soruyorsak kesinlikle bu başkasının hayatını
yaşıyoruz demektir. Seçimlerimizde arkamıza bakmıyorsak ve özgür hissediyorsak asıl aşkı
bulmuşuz demektir, sualsiz geçen her saniyenin tadını almalıyız demektir.
Tek bir sual bile hayatı yaşamadan yaşadığımız gerçeğini dışa vurur.
Sebepsiz dökülen veya dökülmüş göz yaşlarınızı hatırlayın, anılarımı mı seviyorsunuz
anılarınızı anılandıranları mı?
Ne olursa olsun kalbinizin yolundan gidin, kalbinizin anahtarını bırakmayın.
Bir anahtarın vardır diye rahatsındır. Nasıl olsa anahtar sendedir ve kilitlemeyi aklından bile
geçirmezsin. Peki ya anahtarını kaybedersen?
Bir daha ne kilitleyebilir ne de oradan çıkabilirsin. Aşk da böyledir. Senin sanırsın ama hiçbir
zaman sana ait olmamıştır.
Güvenmek istersin ama o güvenir mi diye hiç düşünmezsin.
Bizler bencil insanlarız, hep de öyle kalacağız.
Biz anahtar buldukça kendimizdeki kibir dinmeyecek. Halbuki kim
tahmin edebilir ki kilit olmadıktan sonra anahtar ne işe yarasın.