GERÇEK İLE HAKİKAT
“Çok gülünç!” veya “tamamen yanlış düşünüyorsun!” gibi konuşmalar yapan ve her şeyden büyük bir kesinlikle bahseden insanlar tanıyor musunuz?
Onların düşüncesi “sanırım biliyorum, o hâlde gerçekten biliyorum! ya da “benim görüşüm sadece bir düşünce değil, gerçektir.”
Yanlış olsalar bile, bu tip insanlar için haklı olmak çok önemlidir. Hakikat ve gerçek arasındaki o ince farkın bile farklı oluşunu bilemeden, değersiz bir tablo gibi resmeder sizleri. Ben merkezli ve tecrübe kavramı adı altında oluşturduğu kendi değer yargısını da sizlere empoze etmeye çalışır. Örneğin; Harry, inatçı biri olarak bilinirdi.” On yılın en iyi filmini daha yeni izledim,” diye anons etti. Chris: “Keyif aldığın bir filmi izlediğini ima ediyorsun herhalde,” dedi. Harry: “Hayır. İyi ve kötü bir film arasındaki farkı bilirim,” diye çıkıştı. Gordon’da tartışmaya katılarak: “Çoğu zaman, bu bir bakış açısı sorunu olarak görünür” diye fikrini belirtti. “Yanlış!” diye bağırdı Harry, “bu bir gerçeklik sorunudur!”
Demem o ki size doğru gelen bir cümle, söz, eylem gerçek olduğunun kanıtı ya da ispatı değildir.
Bakış açısı, tecrübe ve fikir tamamen kişiye özgü bir durumdur.
Açınızın dik, paralel ya da eğri oluşu karşınızdaki kişinin düşünce ve potansiyel anlamda yaptığı eylemi ya da düşünceyi gerçek kılmaz.
“Gerçeği yer altına gömseniz bile o, yine büyüyerek patlayacak ve her şeyi yok edecektir.”
‐Emile Zola-
Düşünce sınırlarınızın, size ait olduğunu bilmeniz ve gerçek ile hakikat arasındaki o ince çizgiyi fark etmeniz dileğiyle.
Yazınızı çok başarılı bulduğumu söylemek istiyorum. Kaleminizin daim olmasını diliyorum 💐